Bakış

Son Gelişmeler Işığında Irak'ta Yükselen IŞİD Varlığı

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şaabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in, 3 Ocak 2020 tarihinde, ABD’nin düzenlediği suikast sonucu, Bağdat Uluslararası Havaalanı’nda öldürülmesinin ardından tüm gözler yeniden Irak’a çevrilmiştir. Özellikle Süleymani suikasti, bölgesel ve uluslararası düzeyde ABD – İran arasında çatışmaya varan bir gerginlik ortaya çıkarırken, suikastin Irak topraklarında yaşanması ve Haşdi Şaabi yetkililerinin de söz konusu saldırıda hayatını kaybetmesi, Irak açısından da önemli sonuçları beraberinde getirmiştir. Özellikle ABD – İran arasındaki çatışma dinamiğinin Irak topraklarında gerçekleşiyor olması, Irak’taki güvenlik zafiyetini ciddi anlamda bozabilecek bir nitelik arz etmektedir. Zira Irak’ta halen varlığını sürdürmekte olan terör örgütü IŞİD’in bölgedeki etkinlik alanları ve bu alanlar üzerinde oluşturacağı etki ülkenin istikrarı açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Irak’ta oluşacak bir çatışma ortamının IŞİD’e nasıl bir zemin hazırlayacağı, Irak ordusu ve Haşdi Şaabi’nin odağının Irak’taki ABD-İran gerginliğine çevrildiği bir senaryoda ortaya çıkacak güvenlik boşluklarından örgütün nasıl faydalanabileceği üzerinde durulması gereken önemli hususları oluşturmaktadır.

2017’de Irak hükümeti tarafından IŞİD’e karşı ‘zafer’ ilan edilmiş olsa da bilhassa 2019 boyunca örgüt yeniden yapılanmış ve örgütün saldırı stratejisi önemli ölçüde dönüşmüştür. Bu süreçte Musul, Kerkük, Diyala ve Selahattin gibi vilayetlerde Irak güvenlik güçlerine saldırılar düzenleyen IŞİD, Irak ordusuna, federal polise ve Haşdi Şaabi’ye ciddi kayıplar verdirmiştir. Özellikle 2014-2017 yılları arasında Irak ve Suriye’de belli bir ‘alan kontrolü’ üzerinden varlığını sürdürmeyi hedefleyen örgüt, 2017 yılından itibaren alan hakimiyeti stratejisinden vazgeçerek Irak’taki hücre yapılanmalarını kuvvetlendirmiştir. Örgütün Irak’ta alan hakimiyeti esaslı stratejiden vazgeçmesinde koalisyon güçleri ile birlikte Irak ordusunun düzenlemiş olduğu IŞİD karşıtı operasyonlar da son derece etkili olmuştur. Operasyonlar neticesinde yaşanan asker, teçhizat, finans ve motivasyon kaybı örgütün saldırı kapasitesinin düşmesine, dolayısıyla alan kontrolü esaslı stratejinin terk edilmesine neden olmuştur. Irak’taki siyasi ve toplumsal krizler ise örgütün güçlenme sürecini hızlandırmıştır. Diğer yandan eskisi kadar büyük miktarlarda olmasa da halen çeşitli kanallardan örgüte akmakta olan finansal kaynaklar söz konusu sürece katkı yapmıştır. Nitekim 2019 yılının başları itibariyle IŞİD’in 400 milyon dolardan fazla varlığa sahip olduğu ifade edilmektedir. 2020 yılı başında derinleşen ABDİran gerginliği nedeniyle Irak’ta istikrarsızlığın derinleşmesi örgütün eski gücüne kavuşması ihtimalini doğurmuştur.