Bakış

Suriye’de 2011 Sonrasında Militan-Selefi Hareketler ve HTŞ’nin Dönüşümü

Suriye “devrimi”, 18 Mart 2011’de barışçıl göstericilere karşı rejimin aşırı güç kullanmasıyla başladı. Binlerce göstericinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan rejim saldırılarına karşı 2011 Mayıs ayında, bulundukları bölgeleri korumak için Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kuruldu. Bu ordunun bileşenleri, herhangi bir ideolojik yönelime girmeden politik talepler üzerinde ittifak ettiler. Bu aşamaya kadar Suriye’de herhangi bir silahlı militan-selefi hareketi söz konusu değildi. Suriye devriminin başlamasından yalnızca birkaç hafta sonra Saydnaya Hapishanesi’nden 279 kişilik bir grup serbest bırakıldı. Bu kişilerden bir kısmı cihadi bir kısmı da ilmi selefilerden oluşuyordu. Bu süreçte serbest bırakılanlar arasında en dikkat çeken isimlerin içinde, ileride ilmi selefi referanslara sahip “İslam Ordusu” adlı örgütün başına geçecek olan Şeyh Zehran Alluş ve yine ileride Ahraru’ş-Şam’ın emiri ve lideri olacak Ebu Abdullah el-Hamavi yer alıyordu.

Rejimin bu serbest bırakma hamlesine ilişkin iki iddia söz konusudur. İlk iddiaya göre Suriye rejimi bu hamlesi ile “devrim” hareketlerini radikalleştirmeyi amaçlamıştır. İkinci iddiaya göre ise rejim, göstericilerin baskısıyla aldığı tutukluluk süresinin dörtte üçünü düşürme kanunu sebebiyle böyle bir adım atmak durumunda kalmıştır. Her ne kadar ilk neden çok fazla gündeme getirilse de Tunus, Mısır ve Libya’da patlak veren halk hareketlerinden sonra Suriye’deki tutuklu aileleri de İçişleri Bakanlığının önünde toplanarak rejimden, tutukluların serbest bırakılmasını istemişti. Rejim de, bu kararla gösterilerin önünü kesmeyi ve üzerindeki baskıyı hafifletmeyi planlamış olabilirdi. İkinci iddiayı destekleyen bir diğer veri, rejimin cihatçı örgüt kurabilecek kapasitede olan liderleri hapisten çıkarmamış olmasıdır. Söz konusu liderler, bahsi geçen kanundan faydalanamamış ve hapishanede kalmaya devam etmiştir.