Suudi Arabistan’da Doğrudan Yabancı Yatırımı ve İstihdam

Pandemi sonrası Körfez bölgesinde devletler tarafından ekonomik faaliyetleri destekleyici ve artırıcı politikaların uygulanmaya başlamasıyla Körfez ülkeleri pandemi dönemindeki olumsuz ekonomik süreçlerden sıyrılmaya başlamıştı. Bölgenin en büyük iki ekonomisi Suudi Arabistan ve BAE’de pandemi sürecinde %6-7 oranlarında daralma yaşanmıştı. Fakat Körfez ülkelerinin bu süreçleri geride bıraktığı görülmektedir.

Öyle ki Arap Yatırım ve İhracat Kredi Garanti Kuruluşu (DHAMAN) tarafından yayımlanan bir raporda, Arap dünyasında 2021 yılında en çok Doğrudan Yabancı Yatırım (Foreign Direct Investment) çeken ülkelerin BAE, Suudi Arabistan ve Mısır olduğu ifade edildi. Üç ülke, Arap dünyasına yapılan toplam 53 milyar dolarlık yatırımın 45 milyar dolarını ülkelerine çektiler. Bu çerçevede pandemi sonrası ekonomik iyileşme, BAE’nin 20,7 milyar, Suudi Arabistan’ın 19,3 milyar ve Mısır’ın da 5,1 milyar dolar yabancı yatırım çekmesiyle kendini gösterdi. Fakat Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, küresel ekonomide meydana gelen enerji krizleri ve ekonomik yavaşlama, Çin’de Covid-19 salgınının tekrardan önlemler gerektirecek düzeye gelmesi ve küresel gıda/enerji tedarik zincirlerinde meydana gelen aksamalar Körfez ülkelerindeki şirketlerin de temkinli eylem planlarını tekrar ortaya koymalarını gerektirmiştir. Körfez ülkeleri merkez bankaları, ABD Merkez Bankası Federal Reserve’in (FED) güçlü dolar politikası çerçevesindeki kısıtlı faiz artırımlarını tekrar ederek kısıtlı düzeylerde faiz artırımlarına gitmiştir.

Modern dönemde Körfez ülkelerinin ekonomi politikalarının temelini oluşturan ekonomik kaynakların çeşitlendirilmesi politikasının araçlarından birisi doğrudan yabancı yatırımı çekmektir. Ekonomik kaynakların çeşitlendirilmesine yarayan bir diğer araç ise Körfez devletlerinin resmî bağımsızlık tarihlerinden daha önce kurulmuş olan Ulusal Varlık Fonları’dır (Sovereign Wealth Funds SWFs). 1953 yılında, dönemin Kuveyt Emiri Şeyh Abdullah el-Salim el-Sabah tarafından kurulan Kuveyt Yatırım Otoritesinin (Kuwait Investment Authority - KIA) temel kuruluş amacı ülke ekonomisinin kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve gelecek dönemler için bir fon kurulmasıydı. Bunun yanında KIA’dan da önce, 1952 yılında Suudi Arabistan’ın kurucu lideri Kral Abdülaziz tarafından kurulan Suudi Arabistan Para Ajansı (Saudi Arabian Monetary Agency - SAMA), ülke ekonomisinde likitide ihtiyacının karşılanması ve yönetilmesi ve kaynak/varlık biriktirme (asset accumulation) ile sorumlu olacaktı. SAMA zamanla ülkenin merkez bankası olarak görev yapmanın yanında tahvil yatırımlarının gerçekleştirilmesiyle birlikte bir yatırım otoritesi olarak da görev yapmaya başladı. Kuveyt ve Suudi Arabistan’ın yanında bölgede ulusal varlık fonu kuran bir diğer ülke de BAE oldu. 1958 yılında ülkede keşfedilen petrolün ihracatı ve petrolden elde edilen gelirlerin yönetilmesi amacıyla 1976 yılında Abu Dabi Yatırım Otoritesi (Abu Dhabi Investment Authority-ADIA) ve bunun yanında yine aynı amaca matuf olarak 1971 yılında Abu Dhabi Ulusal Petrol Şirketi (Abu Dhabi National Oil Company-ADNOC) da BAE kurucu lideri ve dönemin Abu Dabi Emiri Şeyh Zayid bin Sultan El Nahyan tarafından kuruldu. Şimdilerde ise Abu Dabi Yatırım Otoritesi 829 milyar doların ve Kuveyt Yatırım Otoritesi 769 milyar doların üzerinde varlıkları kontrol etmektedir. Dolayısıyla ülkelerin ulusal varlık fonlarıyla yatırımlar gerçekleştirmeleri ve ekonomik çeşitlendirmeyi sağlamaları tarihsel bir amaç olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu çerçevede yakın dönemde Suudi Arabistan’da ekonomi politikalarının işletilmesi amacıyla Suudi Yatırım Teşviki Otoritesi (Saudi Investment Promotion Authority) kurulduğu da Yatırım Bakanı Halid el-Falih tarafından açıklandı. Suudi Yatırım Teşviki Otoritesi, Suudi Arabistan’a gerçekleştirilecek yabancı yatırımları ve sermayeyi Suud iç piyasasına yönlendirmekle görevli olacak. Aynı zamanda otorite, ülkedeki yatırım ortamının iyileştirilmesi, yatırım projelerinin desteklenmesi ve pazarlamayla ilgili programlar ve projeler de hazırlayacaktır. İlgili kuruluşun ihdas edilmesi, Suudi Arabistan’da yılın ilk çeyreğinde yabancı doğrudan yatırımın 2 milyar dolara ulaşmasıyla birlikte rasyonel bir karar olarak değerlendirilebilir. Bu çerçevede Suudi Arabistan ekonomik kaynakların çeşitlendirilmesi politikasını da aynı zamanda çeşitlendirilmiş politika araçları üzerinden uygulamaya çalışmaktadır.

Bu bağlamda son aylarda Suudi Arabistan’da küresel ekonomik şartlardaki değişim, ülke içerisindeki ekonomi politikalarını da etkiledi. Körfez ülkelerindeki ekonomik kaynakların çeşitlendirilmesi, istihdamın millîleştirilmesi ve yabancı yatırım çekilmesi gibi temel ekonomik hedefler güçlü bir şekilde takip edildi. Bu bağlamda, Suudi Arabistan’da son dönemde alınan kararlar altında belirli sektörlerdeki istihdam olanakları sadece Suudi vatandaşlarına açık hâle getirildi. Suudi Arabistan, istihdamın millîleştirilmesi çerçevesinde attığı bu adımlarla birlikte, İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanı Ahmed el-Racihi’nin açıklamasına binaen, 33 bin Suudi vatandaşının istihdam edilmesini ve dolayısıyla bu vatandaşların iş gücü piyasasına ve aynı zamanda ülke ekonomisine katkı sağlamasını hedeflemektedir.

Suudi Arabistan otoriteleri hâlihazırda nisan ayı içerisinde mevsimlik eğlence ve aile eğlence merkezleri gibi sosyal alanlardaki toplam iş gücünün %70’inin de Suudi vatandaşları tarafından sağlanması kararını çıkarmıştı. İstihdamın millîleştirilmesi ve bu çerçevede istihdamda kadın-erkek vatandaş dengesinin sağlanması hedefi doğrultusunda, Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal bin Fazıl el-İbrahim de BM’de düzenlenen bir toplantı çerçevesinde Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda ülkedeki kadın istihdam oranının %30’u geçtiğini ifade etmiştir. Uluslararası Çalışma Örgütünün kadınlar için küresel iş gücüne katılım oranını %47’den daha az olarak ifade ettiği düşünülürse Suudi Arabistan’ın %30 kadın vatandaş istihdam oranı, Vizyon 2030’un istihdam hedeflerine ulaşmaya başladığını gösterebilecektir. Ülkedeki ekonomi politikalarıyla ilgili olan bir diğer mesele de Suudi Arabistan’da işsizliğin 2022 yılının ilk çeyreğinde %10,1 oranına inmiş olmasıdır. Haziran ayında Suudi Arabistan Genel İstatistik Kurumu (GASTAT) yaptığı açıklamada, ülkedeki genel işsizlik oranının azaldığını ifade etmiştir.

Sonuç olarak, 2022 yılının ilk iki çeyreği içerisinde Suudi Arabistan’daki ekonomik faaliyetlerin temelde yabancı yatırımların ülkeye çekilmesinin kolaylaştırılması, istihdamın millîleştirilmesi politikalarının hızlandırılması ve bütün bunlara ek olarak işsizliğin azaltılmasıyla ilgili olduğu ifade edilebilecektir. Fakat her ne kadar Suudi Arabistan ekonomi politikaları yoğun bir şekilde takip edilse de Körfez bölgesinin küresel ekonomik sisteme entegre durumundan ötürü, Suudi ekonomisinin küresel ekonomideki arz-talep şokları ve tedarik zincirlerinin aksaması gibi durumlardan ileriki dönemlerde de etkilenmesi kaçınılmaz görünmektedir.