Çin’in Gazze Krizine Yaklaşımı

Eyüp Ersoy
27 Aralıkta İsrail ordusunun HAMAS yönetimindeki Gazze Şeridi’ne yönelik hava saldırısı ile başlayan “Dökme Kurşun Harekatı” 18 Ocakta İsrail Hükümeti’nin tek taraflı ateşkes kararıyla sona erdi. Gazze Krizi olarak adlandırılan bu dönemde, birçok bölgesel ve bölge dışı aktörün, Ortadoğu politikaları çerçevesinde diplomatik adım ve açılımları oldu. Fransa, Rusya, AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler, özelde Gazze, genel ise Ortadoğu siyasetinde daha etkin bir rol oynamak amacıyla başta Filistin ve İsrail olmak üzere bölge ülke yönetimleriyle ikili ve/veya çok taraflı görüşmelerde bulundular. Kriz süresince etkin bir diplomasi ile Ortadoğu siyasetinde etkisini artırma gayretinde olan ülkelerin biri de Çin Halk Cumhuriyeti’ydi.   Kriz Süresince Çin Diplomasisi Gazze krizi boyunca Çin Hükümeti’nin yürüttüğü diplomasinin iki boyutu bulunmaktadır. Birincisi, Çin hükümeti, bölge dışı bir devlet olarak krizin çözümüne doğrudan müdahil olmasının dış politikası açısından fazla etkili olamayacağı düşüncesiyle, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi olarak, BM’nin krizin sona erdirilmesi konusunda daha aktif bir çaba göstermesi gerektiğini savunmuştur. Kısaca, BM’nin krizde etkili olması dolaylı yoldan Çin’in krizde etkili olması demektir. İkincisi, Çin, Ortadoğu Özel Temsilcisi Sun Bigan’ı ikili görüşmelerde bulunmak ve Çin’in Gazze krizinin kısa ve uzun vadede çözümü hususunda ortaya koyduğu 5 maddelik planını taraflara açıklamak amacıyla bölgeye göndermiştir. Özetlemek gerekirse, Gazze krizi süresince, Çin Hükümeti hem uluslararası çok taraflı diplomasiye hem de devletlerarası iki taraflı diplomasiye önem vermiştir.   Krizin patlak verdiği andan itibaren, Çinli siyasiler ve Çin devlet yayın organları, uluslararası toplumun en kısa zamanda harekete geçmesi ve BM’nin sivil kayıpları sona erdirecek bir ateşkes kararı alması gerektiğini belirtmişlerdir. 31 Aralıkta BM Güvenlik Konseyi’nde konuşan Çin’in BM temsilcisi Zhang Yesui, Çin’in sivil zayiata yol açan tüm eylemleri şiddetle kınadığını, uluslararası topluma Gazze’deki zor insani durumu iyileştirmek için etkili tedbirler alması için çağrıda bulunduğunu ve Çin’in BM’nin bu hususta acil tedbirler almasını desteklediğini açıklamıştır.[1] Çin, BM Güvenlik Konseyi’nin 8 Ocak’ta aldığı ve taraflara acil, kalıcı ve tamamıyla gözetilen bir ateşkes çağrısında bulunan 1860 sayılı kararı desteklemiştir. 8 Ocak’ta bir açıklama yapan Özel Temsilci Sun Bigan, Gazze’deki durumun kötüye gitmemesi için İsrail en kısa zamanda Gazze’deki askeri operasyonlarına son vermeli ve HAMAS en kısa zamanda İsrail’e yönelik füze saldırılarını durdurması gerektiğini bildirmiştir. Çin hükümeti, 9 Ocakta Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Qin Gang aracılığı ile tüm taraflara bu kararı etkili bir şekilde uygulama çağrısını yenilemiştir.   BM Güvenlik Konseyi’nin ateşkes kararı almasının ardından Gazze krizi bağlamında yürüttüğü diplomasinin ikinci aşamasına geçmeye karar veren Çin, 10 Ocakta Ortadoğu Özel Temsilcisi Sun Bigan’ın Mısır, İsrail ve Filistin’i ziyaret edeceğini açıklamıştır. Nisan 2006’da Çin Halk Cumhuriyeti Ortadoğu Özel Temsilcisi olarak atanan Sun Bigan, 1990-2002 yılları arasında sırasıyla Çin’in Suudi Arabistan, Irak ve İran büyükelçisi olarak görev yapmış Ortadoğu’yu yakından tanıyan tecrübeli bir diplomattır. Sun Bigan, 12 Ocak-15 Ocak tarihleri arasında sırasıyla Mısır Dışişleri Bakanı Ahmet Ebu Geyt, Mısır İstihbarat Bakanı Ömer Süleyman, Arap Ligi Genel Sekreteri Amr Musa, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile ikili görüşmelerde bulunmuştur. Sun Bigan’ın Filistin ve İsrail yetkilileri haricinde sadece Mısır yetkilileri ile görüşmesi Çin’in özelde Gazze Krizi’nin, genelde Filistin-İsrail sorununun, çözümünde Mısır’ı en önemli bölge ülkesi olarak gördüğü şeklinde de yorumlanabilir. Sun Bigan, Ortadoğu’dan dönüşünde düzenlediği basın toplantısında gezisinin amacının barışçıl görüşmeleri desteklemek, ateşkesi teşvik etmek ve Gazze’nin ve Ortadoğu’nun mevcut durumu konusunda Çin’in ortaya koyduğu beş maddelik tasarıyı taraflara açıklamak olduğunu ifade etmiştir.[2] Gerçekten de Sun Bigan, tüm ikili görüşmelerinde Çin’in ortaya koyduğu beş maddelik tasarıyı muhataplarına açıklamış ve ilkesel olarak tüm taraflar bu tasarıyı desteklediklerini belirtmişlerdir. Çin’in hem Gazze Krizi hem de Filistin-İsrail Sorunu’ndaki tutumunu yansıtan bu beş madde özetle şunlardır:   1-Tüm taraflar 1860 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına uymalıdır. 2-Gazze’deki insani krizi iyileştirecek tedbirler alınmalıdır. 3-İlgili taraflar Gazze’de bir ateşkes gözetim mekanizması oluşturmalıdır. 4-En kısa süre içerisinde Filistin-İsrail barış görüşmeleri tekrar başlamalıdır. 5-Uluslararası toplum barış için arabuluculuk çabalarını artırmalı, Ortadoğu meselesinin kapsamlı, adil ve kalıcı çözümünü desteklemelidir.[3]   Sun Bigan’ın bölgede yüz yüze gerçekleştirdiği ikili görüşmelere ek olarak, Gazze Krizi boyunca Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiechi de bölge ülke dışişleri bakanları ve BM Genel Sekreteri ile sürekli temas halinde olmuştur. Örneğin, 10 Ocakta İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ve Mısır Dışişleri Bakanı Ahmet Ebu Geyt ile telefon görüşmeleri gerçekleştirmiştir.   Çin’in Krizi Değerlendirme Şekli  Öncelikle, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ortadoğu özel temsilcisi ataması, bu temsilcisini Gazze krizi esnasında görüşmelerde bulunmak üzere bölgeye göndermesi ve taraflara ve bölge ülkelerine 5 maddelik bir tasarı sunması, Ortadoğu siyasetinde etkili olamasa da etkin ve müdahil bir ülke olma arzusunu yansıtmaktadır. Filistin-İsrail sorununun ise her zaman, Filistin meselesinin ilgili BM kararları olan, ‘Barış için Toprak’ ilkesi ve Arap Barış İnisiyatifi temelinde siyasi müzakereler yoluyla çözülmesi gerektiğini savunmuştur.   Filistin-İsrail sorununun şiddet ve çatışmalar yoluyla değil yalnızca siyasi diyalog ve taraflar arası müzakereler ile çözülebileceğini ve çözülmesi gerektiğini savunan Çin, Gazze’deki kriz esnasında gerçekleştirilen şiddet eylemlerine karşı eleştirel bir söylem geliştirmiştir. Örneğin, harekâtın başlamasının hemen akabinde Sun Bigan, askeri gücün daha fazla düşmanlık ve husumet yaratacağını ve her iki tarafa da tam bir güvenlik sağlayamayacağını açıklamıştır. Bu diplomatik söylem, hem HAMAS’ın hem de İsrail’in gerçekleştirdiği şiddet içeren eylemleri içermesine karşın, ağırlıklı olarak İsrail harekâtına karşı bir söylemdir. Öncelikle, Çin yetkilileri her açıklamalarında ve resmi Çin medyası tüm haberlerinde istisnasız olarak Gazze’deki vahim insani krize dikkat çekmişlerdir. Ek olarak, ABD’nin ve bazı AB siyasetçilerinin İsrail’in kendini savunma hakkından bahsetmesine karşın, Çinli yetkililer ve Çin devlet yayın organları hiçbir zaman İsrail’in kendini savunma hakkına değinmemişlerdir. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez ile görüşmesinde Sun Bigan, Çin’in İsrail’in güvenlik kaygılarını anladığını bununla beraber güç kullanımının tam anlamıyla güvenliği sağlayamayacağını ve bunu tarihin ispatladığını belirtmiştir.[4]   Çin’in İsrail harekâtına yönelik eleştirel tavrı Çin resmi yayın organlarındaki haber ve yorumlarda daha da belirgindir. Yapılan haber ve yorumlarda İsrail’in bu harekât ile ulaşmak istediği hedefler irdelenmiş ve bu hedeflere ulaşıp ulaşamayacağı sorgulanmıştır. Çin resmi yayın organlarındaki muhtelif haber ve yorumlara göre İsrail’in gerçekleştirdiği harekâtın çeşitli sebepleri ve hedefleri bulunmaktadır. İlk olarak, İsrail, HAMAS’ın roket saldırılarına karşılık vermek istemiştir. İsrail hükümeti, HAMAS’ın roket fırlatma kapasitesini azaltmayı hedeflediklerini belirtmişlerdir fakat bu en azından yüzeysel bir hedeftir. İkinci olarak, bu harekat ile, İsrail yönetimindeki Kadima-İşçi Partisi koalisyon hükümeti yaklaşan seçimler öncesinde İsrail iç siyasetindeki dengeleri kendi lehine değiştirmek istemiştir. Üçüncü olarak, İsrail, HAMAS’ı zayıflatarak Gazze’deki siyasi dengeyi daha ılımlı olan El-Fetih lehine değiştirmek istemiştir. Dördüncü olarak, İsrail, 2006 Lübnan Savaş’ındaki mağlubiyetinin gölgesini üzerinden atmak ve askeri moralini artırmak istemiştir. Beşinci olarak, bu harekat ile İsrail, Barack Obama liderliğindeki yeni ABD hükümetine ABD-İsrail ilişkilerinin mevcut hattından ayrılmaması konusunda bir ikazda bulunmuştur.[5]   Çin resmi medyasında çıkan haber ve yorumlara göre, İsrail’in bu harekâtı ile savaşı kazansa bile stratejik kazanımları fazla olmayacaktır. Öncelikle, İsrail ordusu HAMAS’a ciddi bir darbe vurmuş olsa bile HAMAS militanlarını tamamen yok etmesi hiçbir zaman mümkün değildir. İkinci olarak, bu harekât HAMAS’ın askeri gücüne ve kurumsal altyapısına ciddi zararlar verse bile, HAMAS’ın Filistin nüfusu içindeki etkisini artıracak, Filistinlilerin İsrail’e yönelik nefretini çoğaltacak ve Filistin içindeki barış yanlısı kesmin İsrail ile olan ilişkilerde elini zayıflatacaktır. Üçüncü olarak, harekâtta çok sayıda insanın ölümü uluslararası toplumda İsrail’e karşı güçlü bir hoşnutsuzluğun ortaya çıkmasına ve yaygın bir kınamaya sebep olacaktır. İsrail’in tek taraflı aldığı ateşkes kararının uluslararası toplumun sesine karşı İsrail’in verdiği bir cevap olarak görülebileceğinin savunulduğu bu tür haber ve yorumlarda, bu tek taraflı ateşkes kararının bölgede gerçek bir barış sağlanması için atılan ilk adım olmadığı ifade edilmiştir.[6]    Çin’in HAMAS’a ve HAMAS’ın Gazze Krizi’ndeki rolüne yönelik tavrı ise daha az eleştireldir. Sun Bigan, Ortadoğu gezisinde HAMAS temsilcileri ile görüşmemiş ise de ona göre, HAMAS’ın mevcudiyeti bir gerçekliktir. Yaptığı basın toplantısında, Çin’in, HAMAS’ın savunduğu bir kısım siyasi taleplere katılmadığını HAMAS’a Filistin halkının temel çıkarları doğrultusunda hareket etmesi ve Ortadoğu barış sürecine katılması çağrısında bulunduğunu belirtmiştir.[7] Çin resmi medyasının ise HAMAS’a yönelik söylemi ise daha müsamahakârdır. Örneğin, İsrail harekâtının başladığının ertesi günü yayımlanan bir haber-yorumda, HAMAS’ın Gazze’deki siyasi ve askeri denetimi, “Bush yönetimince de desteklenen 2006 demokratik seçimlerinde, Filistin Yönetimi’nin faydacı Başkanı Mahmut Abbas’a bağlı güçlerin utanç verici hezimeti sonucu” kazandığı belirtilmiştir.[8]   Sonuç Çin Halk Cumhuriyeti, Gazze Krizi süresince, hem uluslararası çok taraflı diplomasiye hem de devletlerarası iki taraflı diplomasiye önem vermiş, Çinli yetkililer ve Çin resmi medyası ise İsrail harekâtının Ortadoğu’daki barış ve istikrara yönelik bir tehlike olduğu yönünde kanaat bildirmişlerdir. Öte yandan, Filistinlilerin tüm meşru haklarının desteklendiği ifade edilmiş, İsrail harekâtı dolaylı bir şekilde eleştirilmiştir. Çin’in bu dış politika tavrının altında yatan sebepler ayrıntılı biçimde bir sonraki çalışmamızda irdelenecektir.
[1] Bkz, “Chinese Envoy Voices Serious Concern at Israeli Air Attacks Against Gaza,” China View, Ocak 1, 2009, http://news.xinhuanet.com/english/2009-01/01/content_10588769.htm. [2] Bkz, “China's Special Envoy to the Middle East Holds a Briefing for Chinese and Foreign Journalists,” Permanent Mission of the PRC to the UN Office at Geneva, Ocak 20, 2009, http://www.china-un.ch/eng/xwdt/t533688.htm. [3] Bu maddelerin ayrıntılı açıklamaları için bkz, “Chinese Envoy Calls for Immediate Halt of Military Activities in Gaza,”, China View, Ocak 15, 2009, http://news.xinhuanet.com/english/2009-01/15/content_10665612.htm. [4] Bkz, “Chinese Envoy, Israeli President Meet on Gaza Situation,”, China View, Ocak 14, 2009 http://news.xinhuanet.com/english/2009-01/14/content_10658736.htm. [5] Bkz, Huang Peizhao, “Misuse of Force Goes Against One's Own Wish,” People’s Daily, Aralık 29, 2008, http://english.peopledaily.com.cn/90001/90780/91343/6563935.html; Li Xuejiang ve Huang Peizhao, “The Use of Force Only to Ruin Hope for Peace,” People’s Daily, Ocak 06, 2009, http://english.peopledaily.com.cn/90001/90780/91343/6568096.html; Tang Zhichao ve Chen Shuangqing, “Palestine-Israel Conflict: A Test for Obama,” People’s Daily, Ocak 14, 2009, http://english.peopledaily.com.cn/90001/90780/91343/6574094.html. [6] Li Bo, “Has Israel Achieved Its Goals in Gaza? It Depends,” China View, Ocak 19, 2009, http://news.xinhuanet.com/english/2009-01/19/content_10685223.htm; “Why Does Israel Push for Truce in Gaza?” Peoples’s Daily, Ocak 19, 2009,  http://english.peopledaily.com.cn/90001/90780/91343/6576966.html; Huang Peizhao, “Misuse of Force Goes Against One's Own Wish,” People’s Daily, Aralık 29, 2008, http://english.peopledaily.com.cn/90001/90780/91343/6563935.html. [7] Bkz, “China's Special Envoy to the Middle East Holds a Briefing for Chinese and Foreign Journalists,” Permanent Mission of the PRC to the UN Office at Geneva, Ocak 20, 2009, http://www.china-un.ch/eng/xwdt/t533688.htm. [8] Bkz, “Israeli Expert: ‘'I Don't See How This Ends Well’ in Gaza,” China Daily, Aralık 29, http://www.chinadaily.com.cn/world/2008-12/29/content_7350071.htm.