Irak’ta Yeni Bütçe IKBY’nin Siyasi ve Ekonomik Statükosuna Darbe mi?

Irak’ta yaklaşık üç ay süren müzakerelerin ardından yıllık 153 milyar dolarlık harcamalar için 2023, 2024 ve 2025 yıllarını kapsayan federal genel bütçe tasarısı onaylandı. 2003 yılından bu yana onaylanan en büyük bütçede payı yüzde 12,67 olarak belirlenen Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) petrol gelirleri ve bütçe payına ilişkin 13 ve 14. maddeler itirazlara neden oldu.

13. maddeye göre, IKBY’nin petrol ihracatının artık Irak Devlet Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) tarafından denetlenmesi ve Erbil hükûmetinin Bağdat'a günde en az 400 bin varil petrol teslim etmesi gerekirken, IKBY petrol ihracatından elde edilen gelirleri de Irak Maliye Bakanlığı tarafından Irak Merkez Bankası'nda açılan bir banka hesabına yatırılacak. 14. maddede ise IKBY’deki vilayetler Erbil ile bütçe anlaşmazlığı yaşadığı durumda bütçe tahsisi konusunda direkt Bağdat ile temas kurabilecek. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) başta olmak üzere diğer Kürt partiler 14. maddeye karşı çıkarken Kürdistan Yurtseverler Birliğinin (KYB) aksi yönde tavır benimsemesi, Kürt iç siyasetinde gerilimi tırmandırdı. 2003 sonrası ülkede iktidar ve karar alma mekanizmasında etkin olan Kürtlerin son dönemde kırılganlaşan statükosunun bütçe ile birlikte ekonomik ve siyasi açıdan daha da hasar alması muhtemel görünüyor.

KDP ile KYB Gerilimine Benzin Döküldü
Merkezî hükûmetin IKBY’nin iç işlerine ve iki büyük partisi KDP ile KYB arasındaki gerilimde etkin rol oynayabildiğini gösteren bütçe süreci, iki parti arasındaki gerilimin boyutlarını da yeniden gün yüzüne çıkardı. 2017’deki bağımsızlık referandumundan bu yana kopma noktasın gelen ilişkiler, geçen yıl KYB Başkanı Bafel Talabani’ye muhalefet eden eski terörle mücadele komutanı Hawkar Caff’ın Erbil’de suikasta kurban gitmesiyle ve KDP yetkililerinin cinayetten KYB’yi sorumlu tutmasıyla gerilim IKBY kabinesindeki KYB’li bakanların parlamentoyu boykot etmesine ve Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani’nin Erbil’i terk etmesine kadar uzanmıştı. KDP ile yönetimsel ve ekonomik paylaşım konusunda anlaşamayan ve Bağdat ile ilişkilerini pekiştiren KYB’nin tutumu nedeniyle Süleymaniye’nin IKBY’den ayrılması tartışmaları dahi yapılmıştı.

IKBY’deki gelirlerin Süleymaniye ve Halepçe’ye eşit dağıtılmadığını öne süren KYB’nin, KDP ile bütçe anlaşmazlığı yaşadığı durumda bütçe tahsisi konusunda Bağdat ile direkt temasa geçebilecek olması mevcut gerilimi ivmelendirebilir. KYB’nin IKBY’yi domine eden KDP ile rekabetinde bu yolu benimsemesi, IKBY’nin KYB kontrolündeki alanlarda finansal nüfuzunu yitirmesi anlamına gelebilir. Bu durum, bölgenin iki yönetime bölünebileceği tartışmalarını da beraberinde getirdi. Nitekim IKBY Başbakanı Mesrur Barzani, bütçenin IKBY'yi ilgilendiren maddelerindeki tutumu nedeniyle KYB'yi isim vermeden "vatana ihanetle" suçlarken, KDP lideri Mesut Barzani "Kürdistan Bölgesi bizim için sadece kırmızı çizgi değil, aynı zamanda ölüm çizgisidir" ifadelerini kullanarak Bağdat’ın bütçedeki motivasyonunun IKBY’nin statüsü ve mali gelirleri üzerinde tehdit arz ettiği mesajı verdi.

KDP, KYB’nin mali konular için ademimerkeziyetçilik talep ettiğini, Süleymaniye bölgesinden elde ettiği petrol dışı gelirleri hükûmete vermediğini ve Bağdat ile doğrudan temas kurarak Süleymaniye’nin bütçesini ayırmak için çalıştığını savunurken, KYB bütçeyi, KDP’nin “güç tekelini azaltan ezici bir siyasi zafer” olarak değerlendiriyor. “Kürdistan bölgesini bölüyorlar” iddialarını reddeden KYB, bütçe yasasında yer alan 13 ve 14. maddeler sayesinde bölgede çalışan ve emeklilerin mali haklarının garanti altına alınacağını ve vilayetler arasındaki ayrımcılığın giderileceğini söyleyerek KDP’den rahatsızlığı dile getirdi.

İran’ın Irak’taki hegemonyasını güvenliği ve stratejik çıkarları için tehdit olarak okuyan KDP’nin 10 Ekim 2021’de yapılan erken meclis seçimlerinden sonra Şii lider Mukteda es-Sadr ve Sünni bileşenler adına Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ile üçlü bir ittifak kurma konusunda ısrarcı olması, Tahran’ı ve Irak’taki Tahran destekli Şii grupları rahatsız etmişti. Bwar News’in, İran Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani'nin KYB'nin bütçe yasasına IKBY’deki vilayetleri ayıran bir madde ekleme önerisini desteklediği ve bütçenin onaylandığı parlamento oturumu öncesinde Bağdat’ı ziyaret ettiği yönündeki iddiası, Tahran’ın KYB üzerindeki etkisi ve Kürt iç siyasetindeki yönlendirme kapasitesine işaret. Öte yandan, KYB lideri Bafel Talabani’nin, İran yanlısı Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne hükûmetin kurulması ve bütçe konusunda verdiği destekle İran yanlısı güçler hiç olmadığı kadar Kürt iç siyasetinde etkin aktöre dönüştüğü ve iki büyük Kürt partisi arasındaki dengeyi KYB lehine çevirmeye çalıştığı anlaşılıyor. Nitekim Neçirvan Barzani’nin İran yanlısı güçlerin bütçede Kürtlere yönelik tutumu eleştirerek, “Kürdistani tarafların” bölünmesinin bölgeye zarar verdiği sözleriyle KYB'ye zeytin dalı uzattı. IKBY’de seçimlere gidilen süreçte KYB ile KDP arasındaki uzlaşı yoksunluğu ve KYB’nin elde ettiği psikolojik üstünlük KDP karşıtı tutumunda geri adım atmasını engelleyebilir.

Bağdat ve Süleymaniye ile rekabet nedeniyle güç dengelerindeki değişimler KDP’yi, hesaplarını gözden geçirmeye zorlayabilir. Seçimlere gidilirken KDP’nin elinin zayıflaması, KYB’nin seçim sonrası temsil payını güçlendirmesine ve KDP’nin etkinliğini kısıtlamaya yol açabilir. KDP’nin mevcut tutumundan vazgeçmemesi, Bafel Talabani gibi öngörülemez liderlik altında yönetilen KYB’yi, Bağdat’taki Şii müttefiklerinin de desteğiyle Süleymaniye ve Halepçe’yi içine alan yeni bir bölge oluşturma kozunu kullanmaya itebilir ancak yeni bir bölgenin neden olacağı krizin Irak siyasetine yükleyeceği ağırlık nedeniyle bu seçenek şu an için gerçekçi görünmese de KDP’yi hayli uğraştıracağı aşikâr. Bu nedenle bölgenin kazanımlarının korunması için KDP’nin KYB’yi merkeze çekmek için daha fazla çaba harcaması gerekiyor.

Ekonomik ve Siyasi Olarak Kontrol Arayışı
Merkezî hükûmetin bütçedeki motivasyonunun, IKBY’nin statüsü ve mali gelirleri üzerinde kontrol arayışını pekiştirmek olduğu söylenebilir. Irak Yüksek Federal Mahkemesi 25 Ocak'ta merkezî yönetimin IKBY'ye bütçe aktarılması yönünde aldığı kararın anayasaya uygun olmadığına hükmetmişti. Mahkeme, 15 Şubat 2022'de ise IKBY gaz ve petrol yasasının merkezî yönetim anayasasına aykırı olduğuna ve ihraç edilen petrol gelirlerinin Bağdat’a teslim edilmesi gerektiğine karar vermişti. KDP, mahkemenin kararlarını siyasi motivasyon taşıdığı gerekçesiyle "düşmanca" olarak niteliyor. Öte yandan IKBY, Türkiye'nin nisan ayında uluslararası bir tahkim kararının yasa dışı olduğunu kabul etmesi üzerine ham petrol ihracatını durdurmasıyla Bağdat'la anlaşmak zorunda kaldı. Anlaşmada Irak'ın devlet petrol pazarlama şirketi SOMO, IKBY tarafından kontrol edilen sahalardan üretilen ham petrolü pazarlama ve ihraç etme yetkisine sahip olacak ve gelirleri Merkez Bankasına yatırılacak. Bu sürece ek olarak federal bütçe, Erbil’in mali yetkilerini ve ekonomik bağımsızlığını büyük oranda azaltacak görünüyor.

Hâlihazırda maddi konularda Bağdat ile siyasi uzlaşıya dayalı bir geleneğe dayanan Erbil’in federal bütçeyle birlikte Bağdat'a daha fazla entegre olması endişeleri artıyor. Bağdat’tan bağımsız petrol ihraç edip ekonomik olarak bağımsız olmayı seçen Erbil bundan sonra bütçe kararına uyacak ya da başka bir yol tercih etmeye yönelecek ancak bu durumun IKBY ile Federal Mahkemeyi karşı karşıya getireceğinden hem siyasi hem hukuki kriz olarak tartışmaların devam edeceği anlaşılıyor. Gerilimin tırmanması özellikle siyaseten parçalı ve zayıf olan IKBY’nin kayıt dışı ekonomiye ağırlık vermesini beraberinde getirebilir. Petrol kaçakçılığı, sınırlardaki ekonomik gelirlerin çeşitlendirilmesi gündeme gelebilir ancak merkezî yönetim, bütçe sonrası Erbil'in ihraç edeceği petrol miktarı ve gelirlerini izleyecek. Bu durum da hâlihazırda IKBY’nin kontrolündeki sınır kapılarının kontrolü konusundaki eğilimini güçlendirebilir ancak siyasi motivasyonu olduğu görülen kararların devam etmesi, iç sıkışmışlığı nedeniyle bütçe tartışmalarına beklenen tepkiyi vermeyen Erbil ile Bağdat’ı daha fazla karşı karşıya getirebilir.

Bütçe Kanunu Gelirleri ve Şeffaflığı Artırabilir
Irak siyasetinde normalliğe çabalayan Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, IKBY ile krizin hafifletilmesine ihtiyaç duysa da Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne sözünü geçirmesi zor görünüyor. Sudani, Kürtlerin bu durumun rövanşını orta vadede alacağından emin. Kürtlerle gerilimin körüklenmesi şu anda en fazla IKBY’ye kaybettirse de Irak’ta siyasetin dengelerinin ani değişimi ibreyi tersine çevirebilir. Bu nedenle Şii aktörlerin bir kısmı Erbil’i daha fazla zorlamamak gerektiğine inanıyor. Gelişmeleri sessizce izleyen Sadr Hareketi’nin siyasi sahaya dönmesi hâlinde dengelerin altüst olacağı ve KDP ile Sünnilerin bir kısmının Sadr’a taraf olabileceğinden endişe duyuluyor.

Irak gibi kırılgan ekonomiye sahip bir ülkenin ısrarla Kürtlerle gerilimi tırmandırması yeni krizlere yol açabileceğinden akla yatkın görünmüyor. Bütçe sürecinde İran yanlısı Şiilerin, Sünni ve Kürtlerle yeterince müzakere etmemesi, Irak siyasetinde orta vadede ağır tıkanmalara neden olabilir. Bu durum siyasal fragmantasyon ve düşmanlığın yaygın olduğu siyaset açısından sürdürülebilir değil. Ayrışmış Kürt siyasetinin sürekli kaybettiği tüm gruplar açısından öğretici olabilir. Son dönemlerde Erbil’in etkisi ve itibarındaki zayıflamaya rağmen, bütçe kanunu bölgenin gelirlerini ve şeffaflığı artırabilir. Kürt petrolü piyasa değerinin altında satılıyordu ancak yeni dönemde Irak ile aynı standartlarda satışı yapılacak. Ayrıca bütçe, IKBY'nin altyapı projelerine ve hizmetlerine fon tahsisi sağlayacak. Irak Kürtleri, KDP ile KYB’nin farklılıklarında boğulmak yerine bunu fırsata çevirerek kazanımlarını koruyabilir. Aksi hâlde zayıflamaya devam etmeleri kaçınılmaz görünüyor.