Bağımsızlığının 20. Yıldönümünde Türkiye-Ukrayna İlişkileri

Hasan KANBOLAT, ORSAM Başkanı
1922’de Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye-Ukrayna ilişkileri hakkında “İki ülkenin coğrafi konumuna bakarsak arada Karadeniz’i görürüz. Bir anlığına Karadeniz’i yok sayarsak Türkiye ve Ukrayna için sınır komşusu diyebiliriz. Dostluk, her iki ülke açısından da büyük önem taşımaktadır” demişti. Türkiye, Ukrayna’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri olmuştur. 1992’de taraflar arasında imzalanan “Diplomatik İlişkilerin Tesisi Hakkında Protokol” ile ikili ilişkiler uzun bir Sovyetler Birliği arasından sonra yeniden kurulmuştur.
 
Ankara, Türkiye’nin komşu ülkelerle ilişkilerini geliştirme politikası çerçevesinde Ukrayna’yı Türkiye’nin ilişkilerini geliştirmesi gereken öncelikli ülkelerden biri olarak görmektedir. Batı’ya dönük yüzüyle demokrasinin hakim olduğu istikrarlı bir Ukrayna, Karadeniz ve Kafkasya’da istikrarın sağlanmasına da çalışacaktır. Türkiye ise Ukrayna için Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’e çıkışta anahtar rolü oynayan ve bu nedenle Ukrayna’nın güney ekseninde önceliği olan bir ülkedir. Ayrıca, 21. yüzyılda Türkiye ve Ukrayna’nın dış politika yönelimleri paraleldir. İki ülke de Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ile birlikte Karadeniz’de barışın korunması, Avrupa Birliği’ne entegrasyon, bölgesel işbirliğinin çok yönlü geliştirilmesi ve komşu ülkelerle işbirliğinin derinleştirilmesini hedeflemektedir. Askeri ilişkiler ikili düzeyde, NATO-Ukrayna Komisyonu ve Karadeniz İşbirliği Görev Grubu BLACKSEAFOR çerçevesinde sürdürülmektedir.
 
Siyasi olarak birbirini tamamlayan Türkiye ile Ukrayna, ekonomik alanda da birbirini tamamlayan iki ülkedir. İki ülkenin toplam 120 milyon nüfusu dev bir pazar oluşturmaktadır. Ukrayna’nın savunma, uzay ve havacılık alanlarındaki potansiyeli, Türkiye’nin de Ukrayna’nın tekstil ve işlenmiş gıda ihtiyacını karşılayacak durumda olması iki ülke ekonomilerinin tamamlayıcı özelliğini göstermektedir. Türkiye, Ukrayna’nın en büyük ticaret ortakları arasında Rusya Federasyonu, Türkmenistan, İtalya, Almanya ve ABD’den sonra altıncı durumdadır. İthalat hacmi dikkate alındığında ise Türkiye, Rusya Federasyonu ve Almanya’dan sonra üçüncü sıradadır.
 
Türkiye ve Ukrayna’yı birbirine bağlayan önemli konulardan biri de Stalin döneminde Kırım'dan diğer Sovyet Cumhuriyetlerine zorla göç ettirilen Kırım Tatarlarının tekrar geri yerleştirilmesiyle ilgili işbirliği olmuştur. Kırım ve Kırım Tatarları iki ülke arasında bir çatışma noktası olmamış, aksine bir dostluk köprüsü ve işbirliği alanı olmuştur. Türkiye, Kırım'a geri dönen 260 bin Kırım Tatarının Ukrayna toplumuna entegrasyonunun sağlanmasında Ukrayna’nın karşılaştığı zorlukları anlayışla karşılamış ve Kırım Tatarları için konut inşaatı ile gereken altyapının oluşturulmasına destek vermiştir.
 
Türkiye-Ukrayna ilişkileri ve işbirliği potansiyelinin çok altındadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri Karadeniz bölgesini etkisi altına alan Batı yanlısı sivil siyasi dönüşümlerdir. Moskova buna ‘Renkli devrim’ diyor. ‘Renkli devrim’den itibaren bir türlü istikrara kavuşamayan Ukrayna, bir taraftan bölgedeki konumunu yitirirken, diğer taraftan da ekonomik sorunları cözmekte zorlanmıştır. Ayrıca, Rusya Federasyonu’nda olduğu gibi Ukrayna’da da siyasi elit, entelektüeller ve halk arasında Soğuk Savaş döneminden kalan algılamaların varlığı da ikili ilişkileri olumsuz etkilemektedir.
 
Ukrayna, 16 Temmuz 1990’da egemenliğini ilan etmişti. 24 Ağustos 1991’de de Bağımsızlık Kararnamesi kabul edilmişti. Her yıl 24 Ağustos, Ukrayna’nın Bayrak ve Bağımsızlık günü olarak kutlanıyor. Ankara’da da 6 Eylül’de düzenlenen bir resepsiyonla bağımsızlık günü kutlandı. Ukrayna artık 20 yaşında. Türkiye-Ukrayna dostluğunun daha da gelişmesi dileğiyle.